NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
يَزِيدُ بْنُ
زُرَيْعٍ
حَدَّثَنَا
عَوْفٌ
حَدَّثَتْنَا
حَسْنَاءُ
بِنْتُ
مُعَاوِيَةَ
الصَّرِيمِيَّةُ
قَالَتْ
حَدَّثَنَا
عَمِّي قَالَ
قُلْتُ
لِلنَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَنْ فِي
الْجَنَّةِ
قَالَ
النَّبِيُّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي
الْجَنَّةِ وَالشَّهِيدُ
فِي
الْجَنَّةِ
وَالْمَوْلُودُ
فِي
الْجَنَّةِ
وَالْوَئِيدُ
فِي الْجَنَّةِ
Hasnâ bint Muaviye dedi
ki: Amcam (Eslem b. Selîm) bize (şunları) söyledi:
Ben Nebi (s.a.v.)'e;
Kimler cennettedir? diye
sordum da;
"Nebi(ler)
cennettedir, şehit(ler) cennettedir, çocuk(lar) cennettedir, diri diri toprağa
gömülen kız (çocukları) cennettedir." buyurdu.
İzah:
Ahmed b. Hanbel, V, 58.
Metinde geçen
"mevlûd" kelimesiyle henüz
bülüğ çağına ermeden günahsız olarak
ölen çocuklarla cansız olarak
doğan ve düşük ismi verilen çocuklar kasdedilmiştir. Veid ise, diri diri toprağa
gömülen kız çocuğu demektir. Nitekim; "Ve o diri diri toprağa gömülen kıza
sorulduğu zaman."[Tevbe 17.] âyet-i kerimesinde de bu kelime bu manada
kullanılmıştır. Bu hadis-i şerifte, günahsız olarak vefat eden erkek
çocuklarla, diri diri gömülen kız çocuklarının, Nebilerin ve şehidlerin cennete
girecekleri ifade edilmektedir. Buradaki şehidlerden maksat, hakiki ve hükmi
şehitler değildir. Buradaki şe-hidler kelimesi hakiki ve hükmî şehitlerden daha
genel bir mânâda kullanılmış ve bütün müminlere şâmil kılınmıştır. Nitekim;
"Allah'a ve Rasû-lüne inananlar (yok mu) işte Rableri yanında onlar,
sıddıklar (çok doğru olanlar) ve şehidlerdir."[Hadid 19] mealindeki âyet-i
kerimede de şehid kelimesiyle hükmî ve hakiki şehidlerle birlikte Allah'a ve
Rasûlüne inanan kimseler kasdedilmiştir. Nitekim Mücâhid, "Allah'a ve
Rasûlüne inanan herkes ,sıddıktır ve şehiddir" demiştir.[bk. Fahri Razi,
et-Tefsiru'l-kebir XXIX, 232.]
Şehid kelimesi bir
sıfat-ı müşebbehe olarak ism-i fail manasında kullanıldığı kabul edilirse,
Allah katındaki nzıkları gören kimse anlamına gelir.
İsm-i mef'ûl manasında
kullanıldığı kabul edilirse kendisine cennet gösterilmiş ve hazırlanmış
anlamına gelir. îsm-i fail manasında kullanılan şahidin çoğulu şühedâ ve eşhâd
gelir. Şen idler: Dünya şehidi, âhiret şehidi hem dünya hem ahiret şehidi olmak
üzere üç kısma ayrılır. Bunlardan üçüncüsüne, "Kâmil şehid" denir.
Bunlardan birincisi sadece dünyevi hükümler itibariyle, ikincisi de yalnız
âhirette verilecek ecirce şehitler kısmına katılmıştır.
Her ne kadar mevzumuzu
teşkil eden bu hadis-i şerifte Allah'a ve Rasûlüne inanan herkesin şehid olduğu
ifade ediliyorsa da bir önceki hadis-i şerifte Bakara Suresinin 154. ve Al-İ
İmrah suresinin 169. âyetlerinde öldürüldükleri andan itibaren cennete girip
orada rızıklandırıldıkları ifade edilen şehidlerden maksat, Allah yolunda
öldürülen ve "hakiki şehid", "kamil şehid" isimleriyle
anılan kimselerdir.